AIDS hastalarında diş etlerinde ciddi sorunlar ortaya çıkar. Diş eti iltihabı (gingivitis) neredeyse bütün AIDS’li kişilerde görülür. Diş eti sorunları acılı ve bol kanamalıdır.
Ağız içinde damakta genellikle mor-kahverengi, ağrısız yaralar HIV belirtisi olabilir.
HPV virüsü denen Papillom virüsü, ağızda karnabahar benzeri yaralar yapabilir.
Baş ve boyun bölgesi, vücuttaki damarların en yoğun olduğu yerdir. Bu bölgede kötücül yapılar oluşursa, lenf sistemi aracılığıyla vücudun başka yerlerine sıçrama olasılığı çok fazladır.
DİKKAT EDİLMELİDİR
Ağızda 3 haftadan uzun süren, iyileşmeyen, sürekli kanayan yaralara önem verilmeli ve mutlaka bir hekime başvurulmalıdır.
Kanser hastalığı, vücudun iyileşme mekanizmasını bozar ve hücrelerin kontrolsüz bölünmesine neden olur. Bu yüzden bu durum kanserin işareti olabilir.
Eğer ağzınızda şiddetli bir kuruluk varsa, bunun nedeni kullandığınız bir ilaç olabileceği gibi, salgı bezlerini etkileyen sjögren sendromunun göstergesi de olabilir.
Ağız içindeki tükürük, dişleri temizlerken, diş çürümesini önlemede de rol oynar. Bu nedenle azalan tükürük salgısı, diş çürümesi riskini artırır.
Bu da yoğun çürük sorunlarının bir nedeni olabilir. Diş etleri, çene kemiğinden kan alır ve beslenir. Sağlıklı diş etleri mercan pembesi renktedir. Solgun bir diş eti rengi, anemi (kansızlık) hastalığına işaret edebilir.
Dişlerdeki aşırı aşınma, mide asidinin ağıza gelmesi durumunu gösterir. Bu durum, reflü ve bulimia hastalıklarını akla getirir.
Reflü, mide kapakçığının tam kapanmaması ve mide asidinin bu açıklıktan ağıza kaçması durumudur.
Mide asidi çok güçlü bir asittir ve dişlere temas ettiğinde dişleri aşındırabilir. Bulimia ise, kişinin yedikten sonra kusarak yediklerini çıkarması durumudur. Bu durumda da mide asidi dişlerle sık temas halindedir.